20 Eylül 2012 Perşembe

Kızıl Nehir - John HART

                                                                           
 Kızıl Nehir hakkındaki yazımı 1 haftadır erteliyorum. Üstüne 1 kitap daha(Puslu Kıtalar Atlası) okuyunca, artık yayınlamam gerektiğine karar verdim:) 
       
  
 Yazarın "Deja Vu" adlı kitabından sonra tarzına karşı bi sempatim oluşmaya başladı açıkçası. Temposu sürekli yüksek olmamasına rağmen sürükleyici buldum kitaplarını. "Deja Vu"dan sonra yazarın diğer kitaplarını okumam gerektiğini bi kenara yazmıştım. 




Kızıl Nehir kitabına gelecek olursak, kitabın başından itibaren baş karakterimizin geçmişine olan merakımız  daha  sonra yerini olayların gelişimine olan meraka bırakıyor. Yazarın ilk kitabında ve Kızıl Nehir'de beni kurguya bağlayan sebeplerin başında baş karakterlerin doğrusuyla yanlışıyla, bize çok iyi  aktarılması geliyordu bence. 2 kitapta da zihnimde karakter betimlemerini rahatça somutlaştırdım ve açıkçası karakterlere kendimi çok yakın hissettim.  Bu  tarz aksiyon,  cinayet ve ya gerilim kitaplarında bu duyguyu sıkça yaşamıyorum açıkçası. Bu beni memnun etti. 


     
          Kapaktaki yazılarla yazımı bitirmeden evvel gönül rahatlığıyla John Hart'ın kitaplarını tavsiye edebilirim. Özellikle, vurdulu kırdılı aksiyonlar yerine Breaking Bad tarzı dramlardan hoşlanan, "olaylar ağır ilerlesin ama karakterler daha doğal davransın, daha gerçekçi olsun" diyen benim gibi izleyici ve okurlar eminim John Hart'ı beğenecektir. 





"Adam Chase sekiz yaşındayken hiçbir çocuğun kaldıramayacağı bir olay yaşadı. Yıllarca kurtulamadığı bu travma onu daha tutkulu ve mücadeleci hale getirirken yanlış anlamaları da peşinden sürükledi. İşlemediği bir cinayetten zan altında kaldığında evini, yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Ortadan kaybolduğu beş yıl boyunca New York'un karanlık yüzü ile tanıştı. Şimdi çiftliğe geri döndü ve nedenini kimse bilmiyor, ne ailesi ne de polis, hatta arkasında bıraktığı düşmanları bile. 

    Ama onun nedenleri vardı. Artık Adam yalnızca masumiyetini kanıtlamak için değil aynı zamanda hayatını geri kazanmak için de tozlu raflardaki gerçekleri gün ışığına çıkarmak zorunda."






  

      

      



13 Eylül 2012 Perşembe

Çekilişler...;)


kulturelf çekilişi için;






Kitap kurdu bojuk çekilişi için;






                                                     

  Hüseyin Utun çekilişi için;
                                              
                http://huseyinutun.blogspot.com/2012/08/cekilis-2.html





maviumut88 çekilişi için;





                                     
                                                 Kırmızıkiraz çekilişi için;

     http://kirmizikiraz.blogspot.com/2012/08/100-takipci-serefine-hediye-cekilisi.html#more

30 Ağustos 2012 Perşembe

Patasana




Uzun zamandır adını sıkça duyduğum, bi çok kişi tarafından tavsiye edilen ama bir türlü okumaya vakit bulamadığım yazarlardandı Ahmet Ümit. Bu yaz inadımı kırıp ufak bi araştırmayla “Patasana” isimli kitabından giriş yaptım Ahmet Ümit kitaplarına. Daha bugün bitirebildim kitabı. Ve oldukça beğendiğimi söyleyebilirm.

Gelelim kitap hakkındaki eleştirilerimize; öncelikli olarak geçmişe ve günümüze sırayla geçiş yapılan örgü beni fazlasıyla memnun etti. Başlarda sürekli olarak  Patasana hakkındaki bölümü merakla bekleyerek geçti sayfalar, ama sonlara geldikçe baş karakter Esra’nın bulunduğu günümüzdeki kazı çalışmaları  ve gelişen olaylar da ilgimizi çekmeye yetti. Sonuç olarak tarihle içiçe harmanlanmış, içerisinde yazarın bize vermek istediği derslerle dolu dolu olan bir eserle karşılaştım. Yazarın anlatımını beğensem de bazen gereksiz yere kendini kastığını düşünüyorum. Her bölümü edebi metin gibi aktarmasına gerek yoktu bence. Ama bunun dışında çok fazla eleştirebileceğim nokta bulamadım.

Kitap hakkındaki en hoşuma giden husus ise kitaptaki her karakterin özenle seçilmiş olup, herbirinin tarihi olaylara farklı bakış açılarından bakarak bizi düşündürmesi oldu. Yani kitap bir konu hakkında bir cevap vermek yerine bu konu hakkında farklı düşüncelere sahip insanların fikirlerini bize sunarak bizi düşünmeye sevkediyor. Buna örnek olarak Ermeni meselesi hakkındaki diyalogları gösterebilirim. Bir askerin, bir köylünün, bir ermeninin, bir solcunun  veya konu hakkında çok fazla fikri olmayan bir bireyin fikirlerini belirtip, günümüz toplumunda taraflardan duyabileceğimiz cevapları bir ayna gibi bize sunuyor.

Kısacası kitap bende güzel bir etki bıraktı. Ahmet Ümit’in diğer kitaplarını da şimdiden araştırmaya başladım; ) Tarihi ve arkeolojiyi sevenlere tavsiye ederim.